7 Şubat 2008 Perşembe

Hastane

hastaneler sağlıklı yaşam merkezleridir.

3 Ocak 2008 Perşembe

sağlık bakanlığı duyurular

2008 Yılı Sözleşmeli Personel İstihdamı ve Müracaatların Alınması İle İlgili Duyuru
Bu bilgi 02/01/2008 tarihinde girilmiştir.

Detaylar
Sağlık Haberleri (Basın ve Halkla İlişkiler)

Detaylar
Döner Sermayeli Kurumların Borç Olarak Kaynak Aktarımları
(Bu Haber 02.01.2008 tarihinde girilmiştir) (Strateji Geliştirme Bşk.)

Detaylar
Kurumlarımızın Birbirlerine Mal ve Hizmet Vermeleri Hakkında 2008/1 sayılı Genelge
(Bu Haber 02.01.2008 tarihinde girilmiştir.) (Strateji Geliştirme Bşk.)

Detaylar
Beslenme,Obezite ve Fiziksel Aktivite Konulu Mesajlar. Bu haber 02/01/2008 de girilmiştir. (Temel Sağlık Hizmetleri Gn. Md.)

Detaylar
İhale Usulu ve Tıbbi Malzeme Temini Hakkında Duyuru Yayınlanmıştır. (Tedavi Hizmetleri Gn. Md.)

Detaylar
İzmir Expo 2015 Resmi Adayı
EXPO 2015 İzmir Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar:Herkes İçin Sağlık
Bu bilgi 31/12/2007 tarihinde girilmiştir.(Bilgi İşlem Daire Bşk.)

Detaylar
2008 Ocak Dönemi Diyaliz Eğitimine Alınacak Personel Planlaması Hakkında Duyuru Yayınlanmıştır. (Tedavi Hizmetleri Gn. Md.)

Detaylar
2007 yılı taşınır işlemleri (Strateji Geliştirme Bşk.)

Detaylar
Sağlıkta Dönüşüm Projesine Uygulama Desteği Çerçevesinde Saha Koordinatörlerinin İsthidamı
Bu bilgi 28/12/2007 tarihinde girilmiştir.

Detaylar




Ulusal Organ Nakli Bekleme Listesi

Ulusal Organ Nakli Bekleme Listesi programında yer alan puanlamalarla ilgili görüşleri istenmektedir.
Devamı için...




Aile Hekimliği

Sağlık hakkının korunması, bireysel sağlıktan toplum sağlığına uzanan zorlu bir süreç gerektirir. Genel tıp hekimliği, başta Avrupa ülkelerinde olmak üzere birçok dünya ülkesinde başarıyla uygulanmakta, birinci basamağın önemi ve maliyete etkisi giderek daha iyi anlaşılmakta, yapılan reformlarla daha da yaygınlaştırılmaktadır.

Devamı için...




e-sağlık

E-Devlet, E-Sağlık, E-Maliye... derken, Internet ve bilişim teknolojilerinin her geçen gün daha fazla alanda kullanıma geçtiğini görmekteyiz. En azından bu kelimelerin bizler için oldukça iyi anlamlar taşıdığını, bu uygulamaların hayatımızı kolaylaştıracağını ümit ettiğimizi söylemek yanlış olmaz.

Devamı için...

Omurilik zedelenmeleri

Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarın ne kadar olacağını tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriliğin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik şokunun oluşmasıdır. Bu omurilik ve vücudun diğer kısmı arasındaki bütün haberleşmenin, geçici olarak, zedelenmenin alt kısmında kesilmesi anlamındadır.


Bazı hastalar omurilik şoku geçtikten sonra, his ve hareket yeteneğini geri kazanırlar, bazıları kazanamazlar. Omurilik şoku esnasında, zedelenmenin ne derecede olduğunu anlamak için yapılabilecek hiçbir test yoktur. Bu yüzden, bu aşamada doktor ve hemşirelerin durumunuz hakkındaki sorularınıza kesin cevaplar verememelerini ve onların, bu ilk aşamada size gerçekten de kesin bir cevap veremeyeceklerini anlayışla karşılamaya çalışın. Sizi gelecek konusunda fazla umutlandırmamaya ama aynı zamanda da umudunuzu kırmamaya çalışmaktadırlar.



Omurilik şoku süreci bittikten sonra, zedelenmenin ciddiyeti ortaya çıkar ve gelecekle ilgili daha kesin planlar yapılabilir. Kalan his ve hareket yeteneğinin dikkatli bir değerlendirmesi, omurilik zedelenmesinin (OZ) hastayı nasıl etkileyeceğini anlamak için faydalı olacaktır.


İleri derecede OZlleri, zedelenmenin boyun veya sırt kısımda olduğu analamındadır, bu durumda, hasar sırtın alt kısmında olan zedelenmelerden (zedelenme daha ağır olsa bile) daha ağır olacaktır. Örneğin, kolların yanısıra bacakların da etkilenmesi çok olasıdır. Ancak, hastalar, eğer omurilikleri (tamamen değil de) kısmen hasar görmüşse, kol ve bacaklarını tekrar hissedebilir ve hareket yeteneği kazanabilirler. Bazı ileri derecede zedelenmeler nefes alma egzersizleri konusunda yardım gerektirebilirler.


Daha az derecede olan zedelenmelerde, bu da göğüs veya belin alt kısmında olan zedelenme anlamındadır, kollar etkilenmez, ancak bacak foksyonları etkilenir. Yine, hastalar bacaklarında his veya hareket yeteneğini sonradan kazanabilirler, bu zedelenmenin tamamen veya kısmen olmasıyla ilgilidir. El ve kolların hareket yeteneğini kazanması hastanın günlük hayatta daha rahat etmesini sağlar. Bu durumda, hastalar iyileşme süreci tamamlandıktan sonra, bağımsız bir hayat tarzı yaşayabilirler.


OZ’lerin belli olan hasarlarından - hasarın olduğu seviyeden daha aşağısını hissetmeme ve hareket edememe - başka hastaları etkileyen komplikasyonları da olabilir. Belki de bunlardan en zor kabul edilebilir olanı bağırsak ve idrar fonksyonlarını kısıtlı kontrol etmedir. Omurilik şoku esnasında, bu kontrol tamamen kaybolabilir. Geçen haftalar ve aylar sonunda bu kontrollerin bir kısmı geri gelir, bu zedelenmenin ciddiyetine ve seviyesine bağlıdır. Doğru eğitim ve iyi bir motivasyon sonucu bu kontrollerle ilgili temel fonksyonlar öğrenilebilir ve yeni tarzlar kazanılabilir. Daha alt omurilik zedelenmesi geçirenler, bu tip faaliyetleri tamamen kendileri kontrol edebilecek kadar hareket ve his yeteneği kazanabilirken, el ve kol faaliyetleri kısıtlananlar için bir bakıcının yardımı veya tamamen bu tip faaliyetleri yaptıran birisinin bulunması gerekir.


Rehabilitasyon (İyileşme)

İyileşme zedelenmeden hemen sonra başlayan devamlı bir süreçtir. Amaç, mümkün olduğunca uzun süreli bağımsızlığı sağlamaktır. İyileşme sürecine farklı aktiviteler dahildir. Bunlara, tıb görevlilerininin ve hemşirelerin uzun süreli komplikosyonları önlemeleri, fizyoterapistlerin ve uzman terapistlerin kişiye özgü hazırladıkları egzersiz programları, foksyonel eğitim vermeleri, ve faydalı olabilecek, kişiye özgü yardım gereçlerinin hazırlamaları ve sağlamaları girer.


Gelecekte, kasların ve eklemlerin; yemek yemek, yıkanmak, giyinmek ve tekerlekli sandalyeden yatağa geçmek gibi, temel ancak önemli hareketleri yapmalarını ve tutulmalarını önlemek için, zedelenmeden sonra mümkün olduğunca kısa zamanda aktif ve pasif egzersizler başlamalıdır. İyileşme süresince, OZsi, olan herkese kendi durumuna özel, günlük hayatlarını sürdürmelerini sağlayacak, aktivite ve teknikler gösterilir.


Her zedelenme seviyesinde, hala işlemekte olan kasları, ne kadar zayıf olursa olsun, bağımsız olarak yaşamayı sürdürebilmek için, ekzersizle güçlendirmek çok önemlidir. Önceleri, zedelemeden kaynaklanan acı hareketi sınırlayabilir, ancak iyileşme başladığında, kişinin ekzersiz yeteneği de artar.


OZsi olan birisinin bağımsızlığını bu şekilde sağlamak, onların sosyal hayatlarının daha hareketli olmasını ve hayata daha olumlu bakmalarını sağlar. Bu sadece hastanın değil aynı zamanda çevresindeki kişilerin de, aile, arkadaş, iş arkadaşları ve hastanın hayatında önemli bir katkısı olan tıb görevlilerinin de, iyiliği içindir.


Sizin Rolünüz

Hasar ne olursa olsun OZli birisi sonradan mutlaka ilerleme kaydedecektir. Bu ilerlemenin ne kadar olacağı, zedelenmenin seviyesine olduğu kadar hastaya ve hastanın çevresindekilere de bağlıdır. Kişi yürüme yeteneğini kaybetse bile, düşünme, planlama, sevme, ihtimam, eğlenme, çalışma ve hayaın tadını çıkarma yetilerini kaybetmez. Teknolojik gelişmeler, OZ olan kişiler için daha fazla olanaklar sağlanabileceği ve OZ olan kişilerin daha aktif ve daha ödüllendirilmiş bir hayat sürebilecekleri anlamına gelir.


Aile ve arkadaşların desteği, özellikle, terapi programında aktif bir rol alabilirlerse, çok büyük gelişmeler yaratabilir. Aile ve arkadaşlar, çok zor olan, zedelenmenin olduğu ilk aylarda ve hatta yıllarda, sevdikleri kişi kendi durumunu kabul etmekte zorluk çekeceği için, OZ olan kişiye çok destek olmalıdırlar.


Depresyon ve kızgınlık dönemlerinden geçmek OZsi olan kişinin gelişmesi açısından motivasyon düşüklüğü yaratabilir. Bunlar, bu derecede ciddi bir hasara gösterilen normal tepkilerdir, ve genelde kişinin, bu zor duruma alışması ve daha olumlu ve bağımsız olması için, aile, arkadaş, hemşire ve tıb görevlilerinin, ortak çabalarını gerektirir.


Kazaya uğramış arkadaş veya yakınınızın bu zor duruma alışmasının yanısıra, sizin de, bakıcı rolü üstlenmeniz veya aile bütçesine katkıda bulunmanız gibi, birçok değişikliğe alışmanız gerekecektir. Bu alışma süreci sevdiğiniz kişi kadar sizin de alışmanız gereken bir durumdur. Bu süreci, gerçekçi olmayan fikirlere dayandırmak yerine gerçeklere dayanan bilgiler çerçevesinde geliştirmek herkesin hayatını daha kolay ve rahat kılacaktır.

Ruh ve akıl sağlığımızı geliştirmek

İyi ruh ve akıl sağlığıyla ne kasdedilmektedir?
İyi akıl ve ruh sağlığı sahip olmaktan ziyade, yaptığınız şeylerdir. Akıl ve ruhasal olarak sağlıklı olmak için kendinize değer vermeli ve kendinizi kabul etmelisiniz. Bunun için de,

Kendinize bakmalı ve kendinize önem vermelisiniz. Kendizden nefret etmemeli, kendinizi sevmelisiniz. Vücut sağlığınıza önem vermelisiniz.
sağlıklı yemeli, iyi uyumalı, ekzersiz yapmalı ve hayatın tadını çıkarmalısınız
Kendinizi kendiniz olduğunuz için değerli hissetmelisiniz. Varlığınızı kanıtlamak zorunda değilsiniz, zaten varsınız.
Kendinizi akılcı yollardan yargılamalısınız. Kendinize, ’Yaptığım herşeyde mükemmel olmalıyım’ gibi, imkansız hedefler seçmemeli ve bu hedeflere ulaşamadığınız zaman kendinizi cezalandırmamalısınız.


Eğer kendinizi önemsemez ve kabul etmezseniz, herzaman başkalarının sizi reddedeceğinden korkarsınız. İnsanların ne kadar kabul edilemez olduğunuzu anlamamaları için, onlardan uzak durur ve böylece, herzaman korku içinde ve yalnız olursunuz. Eğer kendinize değer verirseniz, insanların sizi rededeceğini düşünmezsiniz. Diğer insanlardan korkmazsınız. Açık bir insan olur ve diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurarsınız. Eğer, kendinize değer verir ve kendinizi kabul ederseniz, rahat bir insan olur ve hayatın tadını suçluluk duymadan çıkarabilirsiniz. Bir krizle karşılaştığınız zaman bunu anlar ve durum ne kadar zor olursa olsun başa çıkabilirsiniz. Vereceğimiz kararlar, kendimizi nasıl gördüğümüze bağlıdır.

Kendilerini değerli bulan ve kendilerini kabul eden kişiler hayatla başa çıkabilirler.

Neden bazı insanlar ruhsal bunalıma girerken diğerleri girmezler?

Ruhsal sağlığımızı kendimizi önemsemediğimiz ve kendimize değer vermediğimiz zaman kaybederiz. Bu da genelde, çocukluğumuzdan kaynaklanır, kötü ve sevmeye değer olmadığımızı düşünürüz (kötü olmasaydık ailemiz neden bize davrandıkları gibi davrandılar). Bu karşılaştığımız zorluklar ve felaketleri yenmemizi zorlaştırır.

Hepimiz hayatta ne olduğumuz, hayatımızın nasıl geçtiği ve nasıl olacağı, ve dünyanın nasıl bir yer olduğu hakkında farklı düşüncelerle büyürüz. Bu düşünceler hayattaki deneyimlerimize bağlıdır, ve herhangi iki insanın deneyimleri farklı olduğundan insanlar olayları farklı şekilde algılarlar. Düşüncelerimiz çevremizde olanların bir göstergesi olamaz, sadece çevremizde olduğunu düşündüğümüz şeylerin veya teorilerin bir göstergesi olabilirler. Eğer dünyanın varsaydığımız gibi bir yer olduğunu düşünerek büyürsek, büyüyünce dünyanın sandığımızdan faklı olduğunu keşfettiğimizde, hayal kırıklığına uğrarız ve büyük bir değerlendirme hatası yaptığımızı anlarız.

Beklenmedik bir felaketle karşılaştığımız zamanlarda, hayatımızın ne olduğunu düşündüğümüz ve aslında ne olduğu hakkında yaptığımız hatayı anlarız. Belkide birçok Amerikalı gibi hayatımızın güvende olduğunu düşünüyorduk ki, bir terörist saldırısı oldu. Belkide hayatımızın geri kalanını özel bir tek kişiyle geçireceğimizi düşünüyorduk ve o kişi bizi terk etti veya vefaat etti. Belki de herzaman iyi bir insan olursak bize kötü birşey olmayacağını düşünüyorduk ve başımıza kötü birşey geldi.

Her değerlendirme hatası yaptığımızda, yaptığımız herşeyden, bütün verdiğimiz kararlardan şüpheye düşmeye başlarız. Sonra da kendimizden emin olmamaya başlarız. Dayanamayacağımızı, parçalara bölündüğümüzü, yok olacağımızı hissederiz. Eğer kendimizi kabul eder ve kendimize değer verirsek, olanlardan korkmamıza rağmen bunun geçeceğini ve sorunu halledip, olayların üstesinden gelebileceğimizi biliriz. Eğer kendimize değer vermez ve olumlu düşünmezsek, mahvolmaya yaklaşmış bir insan gibi hissederiz kendimizi. Okyanusda bir damla su gibi önemsiz olduğumuzu ve yok olacağımızı hissederiz.

Mahvolacağımızı hissettiğimiz zamanalarda, bize güç verecek ve birarada tutacak bir savunmaya ihtiyacımız olur. Kendimiz hakkında ne kadar kötü hissedersek, savunmamız da o kadar çaresiz olacaktır.

Bu savunmalar,

kendimize fiziksel olarak zarar vermek veya kendimizi aç bırakmak
olan felaket için kendimizi suçlamak ve böylece bunalıma girmek
korkularımızın sebebini çevremizde bulmak ve bunun dışına çıkmaya korkmak
dış dünyaya çıkıp kendimize iş yaratmak
herşeyi aşırı temizleme veya kontrol etme yoluyla daha güvenli hale getirrmek
kendi iç dünyamıza kapanıp, dış dünyayı diğer insanlar gibi algılayamamak. Bu savunma mekanızmalarını bilinçli olarak seçmeyiz. Bilinsizce, kendimizi ve dünyayı nasıl görüyorsak ona uygun bir savunma mekanizması seçeriz. Örneğin, her yanlış giden şey için kendinizi suçlamaya meyilli biriyseniz, başınıza gelen felaketten dolayı kendinizi suçlayacaksınızdır.
Kaçınılmaz olarak akıl sağlığımı yitirecek miyim?
Ruh sağlığını yitirmek zorunluluk değildir. Ancak, kendimizi önemsemez ve kendimize değer vermezsek hayatın zorluklarıyla karşılaştığımızda ruh sağlığımızın bundan etkileneceğini garantileriz. Eğer kendimizle barışık olursak ve kendimiz hakkında olumlu hissedersek karşılaştığımız kayıplar karşısında bunalıma girmez, sadece üzülürüz. Ve birisi bize kötü davrandığında, kızgın olduğumuzdan dolayı suçluluk hissedeceğimiz yere sadece kızgın oluruz. Herhangi bir tehdit karşısında, olayın bizi aştığını düşünmek yerine sadece korkarız çünkü kendimizi koruyabileceğimizi ve kendimize bakabileceğimizi biliriz.

Ruh sağlığımızı etkileyen şeyler, ne kayıp, ne parasızlık, ne hastalık, ne de insanların bize kötü davranmasıdır. Ruh sağlığımızı etkileyen şeyler bizim bu kayıbı, parasızlığımızı, hastalığımızı, veya insanların bize kötü davranmalarını nasıl yorumladığımızdır.

Birçok kişinin savunma mekanizması, olayları onları en az etkileyecek şekilde yorumlamaktır. Eğer kendimizi kötü ve kabul edilemez bir şekilde görürsek, ve iyinin ödüllendirildiği kötünün cezalandırıldığı adil bir dünyada yaşadığımızı düşünürsek, bir felaketle karşılaştığımızda bu felaketi zayıflıklarımızın bir cezası olarak yorumlarız. Eğer kendimizi önemsiz ve değersiz görürsek, mutlu olma olasılığı karışısında kendimize ’Mutlu olmayı haketmedim’ deriz. Eğer başkalarından korkarsak, bize kötü davrandıklarında kendimizi savunmaya hakkımız olmadığını düşünürüz. Eğer herzaman çevremizdeki insanlara ihtiyacımız olduğunda, kendimizi sevmeye değer bulmazsak, kızgınlığımızı kendi içimize gömeriz. Diğerlerinin bizi ezmelerine izin veririz çünkü diğerleri bizi kabul etmeyecekler diye hoşnutsuzluğumuzu belli etmeyiz. Eğer, başkalarının bizi yarı yolda bırakacağını ve herşeyin kötüye gideceğini düşünürsek, hayatımızı düzeltmek için hiç bir çaba harcamayız. Ve acı çekeriz.

Bazıları başlarına gelen kötü şeyleri genlerine veya yıldızlara bağlar, çünkü o zaman başlarına gelenlerle ilgili sorumluluk almak zorunda kalmazlar. Birçok doktor, ruh sağlığını yitirmiş hastalarının acılarını bilinmedik bir gene veya biyokimyasal değişikliklere bağlarlar. Bu, bu tip doktorların psikolojik yorumlardan ziyade tıbbi yorumlara yatkın olmalarından kaynaklanır. Ancak, harcanan büyük miktarda paralara, zamana ve emeklere rağmen, ruh sağlığına sebep olan genler veya biyokimyasal değişiklikler arasında bir bağlantı bulunamamıştır.

Serotonin seviyeleri
Depresyonda olan kişilerin beyinlerinde serotonin seviyelerinin değiştiği gözlenmiştir. Ancak, bir hastalığa sebep olan olayın, hastalık ortaya çıkmadan önce meydana gelmesi gerekmektedir ve depresyondan önce ortaya çıkan bir biyokimyasal değişme gözlenmemiştir. Depresyonun beyindeki bir biyokimyasal dengesizlikten dolayı olduğunu söylemek doğru olmaz. Eğer belli bir ilaç kişiye kendini daha iyi hissettiriyorsa, bu o kişinin huzursuzluğunun, o ilacın yokluğundan kaynaklandığı anlamına gelmez. Aspirinin baş ağrısını geçirmesi, baş ağrısının aspirinin yokluğundan kaynaklandığı anlamına gelmez.

Genetik
Genelde araştırmaların depresyonun kalıtım yoluyla geçtiğini belirttiği söylenir. Ancak bunun incelenmesi, bu alanın hala sorulara açık olduğunu göstermektedir. Anne-babamızdan birçok özellik alırız, ancak bunun çoğu öğrenme yoluyladır. Ailemizden huzursuzluğa sebep olacak şekilde düşünmeyi öğrenebiliriz. Eğer anne çoğu zaman stresli ve kötümserse, çocuğu dünyanın korkunç bir yer olduğunu sanarak büyüyecektir ve böylece çocuk da stresli ve kötümser olacaktır.

Akıl ve ruh sağlığı konusunda hassassam, ne yapılabilir?
Değişebileceğinizi kabul edin. Hiçkimse aynı kalmaz, elbette siz de daha iyiye doğru gidebilirsiniz. Yapmanız gereken en önemli değişiklik, kendinizi önemsemek ve kendinize değer vermektir. Eğer hayatınızın büyük bir kısmını değersiz ve önemsiz olduğunuzu düşünerek geçirdiyseniz, bütün değer yargılarınız ve düşünceleriniz bu varsayımın üstüne kurulu olduğundan değişmek zor olacaktır.

Çare kendinize ’Kendimi çok önemli görmüyorum ama bundan sonra kendi kendimin en iyi arkadaşı olacağım. Kendime iyi davranacağım, kendime dikkat edeceğim ve kendimi aşağılamayı ve kendimi eleştirmeyi bırakacağım.’ demektir. Kendi kendinizin en iyi arkadaşıymış gibi davranmak, sonunda sizi kendi kendinizin en iyi arkadaşınız yapacaktır. Kendi kendinize nasıl konuştuğunuzun bilincinde olmalısınız. İçinizdeki sese kulak verin. İçinizdeki sesin size söylediği kötü şeyleri, eleştirileri bir kenara yazın, sonra da kendinize söyleyebileceğiniz daha olumlu, daha iyi, ve daha cesaret verici şeyler söyleyin. Örneğin, yapmanız gereken şeyleri yaparken kendi kendinize herzaman ’Başaramayacağına eminim. Yaptığın herşey gibi bunu da eline yüzüne bulaştıracaksın’ diyorsanız, bunu bir kenara yazın sonra da yanına, ’Yapabileceğinin en iyisini yapacaksın. Mükemmel olmak zorunda değilsin, çünkü hatalar öğrenmek içindir’ yazın. Sonra da bunu kendinize tekrar edin ve başka cesaretlendirici şeyler söyleyin.

Düşüncelerinizi oturttuğunuz varsayımlarınızı sorgulayın. Gerçekten dünyadaki herkes sizden nefret mi ediyor, yada bu güne kadar yaptığınız herşey gerçekten ters mi gitti? Gerçekten başınıza gelen her kötü olay, kötü birisi olduğunuz için size verilen bir ceza mıydı? Düşüncelerinizin etkisini anlamaya çalışın. Eğer insanlara reddedilirim korkusuyla yaklaşmıyorsanız, sonuç olarak yalnız kalmaz mısınız?

Kendiniz hakkında neden bu kadar kötü düşündüğünüzü anlamaya çalışın. Bu annae-babanızın size söylediği bir şey miydi? Gerçekten kötü müydünüz, yoksa onlar kendi kötü hislerini size mi yansıttılar? Anne-babanızın mükemmel olmadığını düşünmeye korkuyor musunuz? Hiç bir anne-baba mükemmel değildir.

Bu duygularınızı yazmak onları dışa vurmanıza ve daha iyi görmenize sebep olacaktır. Bu konuda kitaplar da size yardımcı olabilir.Sadece kendinize yardımcı olacak kitaplar değil aynı zamanda iyi yazılmış romanlar, şiir kitapları ve özgeçmişler de okuyun.

Konu hakkında konuşun
Bu konular hakkında başkalarıyla konuşun ve onların olayları nasıl gördüğünü anlamaya çalışın. Arkadaşlarınızla konuşun, yakınınızdaki bir yardım kuruma veya kendi-kendine yardım guruplarına gidin. Bir terapistle veya pisikolojik danışmanla konuşmak de iyi olabilir. Birçok farklı terapiler vardır ancak hepsi de her iki guruptan birine dahildirler. Tanımlayıcı ve anlatımcı terapiler. Tanımlayıcı terapiler kognitiv terapi gibi, belli sorunlarla baş edebilecek beceriler öğretirler. Anlatımcı terapiler ise, psikoterapi gibi, düşünce ve deneyimlerinizi anlamaya çalışırlar. Birçok terapist iki terapinin karışımını kullanır. Bir terapist veya pisikolojik danışman bulmak zor olabilir. Aile doktorunuza, sağlık merkezinde bir pisikolojik danışman olup olmadığını veya sizi bir NHS pisikoloğuna veya pisikoterapistine sevk edip edemeyeceğini sorun. Yakınınızdaki Akıl (Mınd) Birliğinin ne gibi imkanlar sunduğunu araştırın. Yakınınızdaki kütüphaneden çeverenizdeki pisikoterapistlerin ve pisikolojik danışmanların bir listesini bulabilirsiniz. Pisikoterapistin veya pisikolojik danışmanın adının listede olması onun etkili bir pisikoterapist veya pisikolojik danışmanolduğu anlamına gelmez. Ancak, bu birşeyler yanlış giderse bu kişinin bağlı olduğu kuruma şikayette bulunabileceğiniz anlamına gelir. Hiçbir pisikoterapist veya pisikolojik danışman sihirli bir el yardımıyla sizi iyileştiremez ancak, kendinizi keşfetmeniz yolunda size yardımcı olabilirler.

Değiştiremeyeceğim şeyler konusunda neler yapabilirim?
Unutmayın, bizde strese neden olan şey başımıza gelen olay değil, o olayı nasıl yorumladığımızdır. Anneniz sizi herzaman küçük görür ve sizi acıtırsa, ve siz de her hafta annenizi ziyaret etmenin kaçınılmaz bir kural olduğunu düşünüyorsanız, acı çekeceğinizi garanti ediyorsunuzdur. Annenizi görmenin bir mecburiyet olmadığını, kendi kendinizden sorumlu olduğunuzu bilirseniz, annenizi ne sıklıkta ve ne kadar süre göreceğiniz konusuna kısıtlamalar getireceksinizdir. Kendiniz ve anneniz arasında duygusal bir uzaklık yaratacak ve onu annenizden çok, uzun vadede kendini seven ve onunla olmak isteyen bir evlat kazanmak yerine, kendi kötü duygularını, anlık bir tatmin için başkalarına yansıtan aptal bir kadın olarak göreceksiniz.

Genelde bizi acıtan anne-babamızı görmeya devam ederiz, çünkü onların günün birinde olmalarını arzu ettiğimiz sevgi dolu ve takdir eden anne-baba olacağından ümidimizi kesmeyiz. Bazı anne-babalar akıllanır ancak bunu nasıl göstereceklerini bilemezler. Bunu anlamak için onlara çocukluğunuzla ilgili şeyler sorabilirsiniz. Bu onları suçlamak anlamında değildir, sadece kendi kafanızda bazı sorunları doğru şekilde görmenize yardımcı olacaktır. Bazı anne-babalar bu fırsatı memnunlukla karşılarlar. Ve ’Evet, böyle kötü olaylar oldu, gerçekten üzgünüm’ derler. Ancak akıllanmamış anne-babalar ’Ne cüretle benim mükemmel olmadığımı ima ediyorsun’ derler. Eğer anne-babanız size bunu söylüyorsa, o zaman sevgi dolu takdir etmeyi bilen bir anne-baba ümidinizden vazgeçmek zorunda kalabilirsiniz. Bu üzücü bir olaydır, ancak bu üzücü olayın ve hayalkırıklığının hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Olanlar hakkında sizi mutsuz etmeyecek bir yorum bulmaya çalışın. Bu da hayatınızda değiştiremeyeceğiniz olaylar karşısında takınmanız gereken tavırdır. Bu kötü olayların, bütün enerjinizi ve zamanınızı almasına ve hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Hayatınızın en zor anında bile, kendinize iyi şeyler vermeyi ihmal etmeyin. Bu, kendinize güzel birşey almak, sadece dinlenmek, bir arkadaşla konuşmak, doğayla başbaşa kalmak ve hatta müzik dinlemek olabilir. Hiç kimse size bakmasa bile, siz kendi kendinize bakabilirsiniz.

Ruh ve akıl sağlığı rahatsız ola birisine bakarken ben sağlığımı nasıl koruyabilirim?
Ruh ve akıl sağlığı rahatsızlığı atlatmış olan kimseler, genelde o anda olamasa bile sonradan, kendilerine bakan, onları cesaretlendiren ve onlara destek olan birisini ne kadar çok takdir ettiklerini belirtirler. Ruhsal açıdan rahatsız olan kişiler, kendilerini kişi olarak bir arada tutma çabasındadırlar. Bu hayatta kalma savaşıdır, bu yüzden bu duruma düşen herkes bencilleşir. Diğer insanların neler çektiklerini anlayamayız ve bu yüzden de birlikte yaşanması zor birisi oluruz. Herşeyi kesin çizgilerle görürüz, herşey siyah yada beyazdır, griler yoktur. Olaylara gülme yeteneğimizi kaybederiz, en küçük şeyler bile huzursuzluk, hatta büyük korku sebebi olabilir. Bir an çok mantıklıyken, öbür dakikada tamamen mantıksız olabiliriz. Bizi ne kadar çok severlerse sevsinler, arkadaşlarımız ve aile bireyleri kendilerini bizden korumalıdırlar. Eğer, ruh ve akıl sağlığı rahatsız birisine bakıyorsanız, kendinize zaman ayırmanız, dinlenmeniz ve zevk aldığınız şeyleri yapmanız çok önemlidir. Bu yüzden suçluluk hissetmemelisiniz. Eğer kendinize dikkat etmezseniz başkasına da bakamazsınız. Huzursuz, korku ve umutsuzluk içinde, depresyonda olan veya korkunç sesler duyan birisini gördüğümüz zaman, onların acılarını dindirmek isteriz. Ancak, o kişiyi daha iyi hissettirmenin bizim görevimiz olduğunu ve iyileşmezlerse bizim hatamız olduğunu düşünmemeliyiz. Gerçekte, onları iyileştirecek bir tek güç vardır. Biz, onlara destek olabilir, cesaret verebiliriz, onları sevebilir sakinleştirebilir, dinleyebilir ve anlamaya çalışabiliriz, bundan başka birşey yapamayız. Ancak, rahatsız olan kişi değişmeyi istemelidir. Kişinin değişebileceğini kabul etmesi, garantiler beklemeden ve veya değişmenin kesin olarak ne anlama geleceğini bilmeden değişmeyi göze alması gerekmektedir. Bu kolay değildir. Birçoğumuz kötüyle kalmayı tercih ederiz, çünkü ne kadar acı olursa olsun, ne olduğunu bildiğimiz yerde kendimizi emniyette hissederiz. Değişmeye karar vermek cesaret ister.

Bu cesareti bulup, şu anda hayatın tadını çıkaran birçok kişi tanıyorum. Bunların hepsi çok farklı ortamlarda yaşayan çok farklı kişilerdi, ama bu kişilerin hepsi öğrendikleri önemli şeyin ne olduğunu size söyleyebilirler. Bu ’Ben kendimden sorunluyum. Beni kurtarabilecek tek kişi benim. Kendime değer veriyorum ve kendimi kabul ediyorum, o yüzden de kendi kendim

Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi

Belsoğukluğu, bakterlerin sebep olduğu bir enfeksyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir.

Göstergeler ve belirtiler
Belirtiler, enfeksyona maruz kaldıktan 1 ile 14 gün arasında, herhangi bir zamanda ortaya çıkarlar. Belsoğukluğu, belirti göstermeyebilir. Belirtiler, kadınlardan çok erkeklerde farkedilebilirler.

Kadınlarda
Belsoğukluğu belirtileri aşağıdakileri kapsar:

vajinal akıntıda değişiklikler. Bu, sarı veya yeşile varan, keskin kokulu, daha fazla akıntı şeklinde olabilir.
idrar yaparken, ağrı veya yanma hissetme
anüste, kaşıntı, tahriş ve/veya akıntı.
Erkeklerde
penite sarı veya beyaz renkte akıntı
anüste, kaşıntı, tahriş ve/veya akıntı
prostad bezlerinde ve yumurtalarda iltahaplanma.


Belsoğukluğu nasıl kapılabilir
içine girme yoluyla cinsel ilişkiyle (penisin, vajina, ağız veya anüse girmesi) ve daha nadiren;
yalama (bir taraf diğer tarafın anüsünü uyarmak için, ağzını ve dilini kullanırsa)
parmağınızı, enfekte olmuş bir anüse, vajinaya veya ağıza sokup, yıkamadan kendi organlarınızda kullanırsanız.
Belsoğukluğunu tespit etme testleri
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı muayene edecektir.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yerlerden, -döl yolu, idrar yolu, anüs veya boğazdan- bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
İdrar örneği alınabilir.
Bu testler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.

Eğer, anal sex yaptı iseniz, makattan örnek alınması açısından, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Aynı zamanda, doktorunuza oral sex yapıp yapmadığınızı da belirtin.

Belsoğukluğuna yakalandığınızdan şüphelendiğiniz andan itibaren, hemen kontrol olabilirsiniz.

Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, belsoğukluğu enfeksyonunu kontrol etmek için, mikroskop altında incelenir. Bazı kliniklerde sonuçlar anında alınabilir. Alınan bir ikinci örnek ise, analiz için, labrotuara gönderilir, bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur. Tedavi şart ve kolaydır. Size, tablet, sıvı veya enjekte yoluyla antibiyotik verilir.

Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir.

Eğer, belsoğukluğuna yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görmeniz önerilebilir. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular sorabilir.

Kliniğe dönüp, herşeyin normale döndüğünün olurunu almadan, içe girme yoluyla cinsel ilişkide bulunmamalısınız. Doktorunuz veya sağlık görevliniz size hangi cinsel münasebetlerde bulunup bulunamayacağınız hakkında bilgi verecektir.

Hastalık sonrası kontrolü
Belsoğukluğu tedavinizi bitirdikten sonra, hastalık sonrası kontrol için aile doktorunuza veya kliniğinize gidin.

Özellikle enfeksyonu yurt dışında kaptı iseniz, belsoğukluğu enfeksyonlarının bazıları, belli antibiyotiklere dayanıklıdır. Enfeksyonun tamamen geçtiğinden emin olmak için daha başka tesler yapılır. Eğer, geçmemişse, size farklı antibiyotikler yazılır.

Komplikasyonlar
Kadınlarda
Eğer, belsoğukluğu tedavi edilmezse, alt karın bölgesinde iltihaplı hastalıklara KBİH (pelvic inflamatory diseases (PID)) sebep olabilir. Bu yumurtalıklara giden kanalların iltihaplanmasıdır ve ateş, karın ağrısı veya bel ağrısına sebep olabilir. Cinsel ilişkide bulunmak rahatsızlık verebilir. KBİH kadınlarda kısırlığa veya dış gebeliğe sebep olabilir. BHİH konusunda ayrı bir sayfa mevcuttur.

Eğer, hamile iseniz ve doğum sırasında belsoğukluğuna yakalanırsanız, enfeksyonu bebeğinize bulaştırabilirsiniz. Bebeğiniz belsoğukluğu mikrobunun gözde olan enfeksyonuyla doğabilir. Bu antibiyotikle tedavi edilmelidir, çünkü körlüğe sebep olabilir. Ancak doğumdan önce sizin tedavi olmanız daha iyi olur.

Erkeklerde
Belsoğukluğu erkeklerde, yumurtaların ve prostat bezlerinin iltihaplanmasına, dolayısıyla ağrıya sebep olur. Tedavi edilmezse, idrar yollarının daralmasına veya abselerin çıkmasına sebep olur.

Belsoğukluğu başarılı bir şekilde tedavi edilirse, tekrar kapmazsanız, tekrar etmez.

Unutmayın, tedaviden sonra, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanırsanız, cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma riskinizi azaltmış olursunuz.

Chlamydia
Chlamydia tedavi edilebilir, cinsel ilişki yoluyla bulaşan en yaygın bakteriyel enfeksyondur. eğer tedavi edilmezse, ileride çok ciddi sorunlara sebep olabilir (bakınız ’Komplikasyonlar’ bölümü). Chlamydia kadınlarda, döl yatağı enfeksyonudur. Hem kadın, hem de erkeklerde ise, idrar yollarının, makatın ve gözlerin enfekte olmasına sebep olabilir. Arada sırada, chlamydia, bogaz, akciğerler ve karaciğer gibi, vücudun başka organlarında da görülebilir.

Tanı ve tedavi
Kadınlarda
Enfeksonun belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Genelde, hastalığa maruz kaldıktan sonraki 1 ile 3üncü hafta arasındadır. Ancak, belirtiler uzun bir süre ortaya çıkmayabilir. Chlamydia’ya yakalanan kadınların büyük bir kısmında belirti görülmez. Olası belirtiler aşağıda sıralanmıştır:

vajina akıntısında hafif bir artma - bu iltihaplanmadan dolayıdır
daha sık idrara çıkma/idrar yaparken ağrı
karının alt kısmında ağrı
cinsel ilişki sırasında acı
düzensiz regli/adet kanaması
(eğer enfeksyon gözdeyse) gözlerde şişme ve tahriş/yanma
Erkeklerde
Enfeksonun belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Genelde, hastalığa maruz kaldıktan sonraki 1 ile 3üncü hafta arasındadır. Ancak, belirtiler uzun bir süre ortaya çıkmayabilir. Chlamydia’ya yakalanan erkeklerde kadınlardan daha fazla belirti gösterirler. Ancak, bazan erkeklerde de belirti görülmeyebilir. Olası belirtiler aşağıda sıralanmıştır:

peniste, bulanık/beyaz ve sulu, iç çamaşırda leke bırakan akıntı
idrar yaparken ağrı/yanma
(eğer enfeksyon gözdeyse) gözlerde şişme ve tahriş/yanma. Makatta chlamydia nadiren belirti gösterir.
Chlamydia nasıl bulaşır
Chlamydia aşağıda belirtilen yollardan bulaşabilir:

enfekte olmuş birisiyle cinsel ilişkide bulunarak
doğumda, anneden bebeğe
arada sırada, enfekte olmuş yerlerden parmaklar yoluyla, enfeksyonun gözlere bulaşması.

Yardım için nereye başvurabilirsiniz
Yakınınızdaki USS cinsel sağlık kliniği
BK’da, yakınınızdaki USS cinsel sağlık kliniğini, telefon rehberinden, (genito-urinary medicine (GUM)), (tenasül-idrar tıbbı (TİT), (sexually transmitted diseases (STD)), cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklar (CİBH) veya (veneral diseases (VD)), zührevi hastalıklar (ZH) altında bulabilirsiniz. Veya yakınınızdaki hastaneyi arayıp, ”özel” veya TİT kliniğinizin nerede olduğunu sorun. Bizim yardım ve danışma sayfamız, size en yakın hastanenin nerede olduğunu gösteren bir websayfasına bağlıdır.

Size ücretsiz, güvenilir bilgi ve tedavi sağlanacaktır. Mutlaka yakınınızdaki kliniğe gitmeniz gerekli değildir, ülkenin herhangi bir yerindeki bir kliniğe gidebilirsiniz ve buraya aile doktorunuz tarafından sevk edilmenize de gerek yoktur. (USS olmayan cinsel sağlık klinikleri, herzaman USS’nin sağladığı imkanları sağlayamayabilir).

Aile doktorunuz.
BK iseniz, www.playingsafely.co.uk sayfasına gidip, CYBH kliniklerinin detaylarını bulabilirsiniz.
Eğer, ABD iseniz, http://herpes-coldsores.com/support/srd clinic us.htm gidin, burada aynı zamanda Avusturalya, Yeni Zellanda, Porto Riko ve Hindistandaki CYBH kliniklerinin de detaylarını bulabilirisniz.
Chlamydia tespit etmek için testler
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı muayene edecektir.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yerlerden bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
Erkeklerin yumurtaları, sağlıklı olup olmadıklarını anlamak için dıştan muayene edilir.
İdrar örneği alınabilir.
Bu tesler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.

Chlamydia size bulaştığı andan sonraki birkaç gün içinde, sizde belirtileri görülmeden, yapılan teslerde ortaya çıkacaktır.

Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, analiz için, labrotuara gönderilir, bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur.

Tanı konduktan sonrada, Chlameydia tedavisi kolay ve etkilidir. Size, antibiyotik haplar verilecektir.

Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Bu size yazılan antibiyotiği belirleyecektir.

Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir. Eğer tedavi yarım bırakılırsa, en baştan başlamak gerekebilir.

Eğer, chlamydia’ya yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görmeniz önerilebilir. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular da sorabilir.

Kliniğe dönüp, herşeyin normale döndüğünün olurunu almadan, içe girme yoluyla (penisin ağıza, anüse veya vajinaya girmesi) cinsel ilişkide bulunmamalısınız.

Hastalık sonrası kontrolü
Tedavinizi bitirdikten sonra, hastalık sonrası kontrolüne gitmeniz, başka enfeksyonlara yakalanmadığınızı ve sağlığınızın yerinde olduğunu anlamak açısından önemlidir.

Komplikasyonlar
Kadınlarda
Tedavi edilmezse chlamydia, alt karın bölgesinde iltihaplı hastalıklara KBİH (pelvic inflamatory diseases (PID)) sebep olabilir. Bu, yumurtaları rahme götüren tüplerin iltihaplanmasıdır. KBIH kısırlık veya doğurganlığı etkileyen sorunlara sebep olabilir. Birçok kısır kalma chlamydia ile ilgilidir.
Eğer bir kadın hamile iken chlamydiaya yakalanırsa, dış gebelik (rahimin dışında oluşan gebelik) veya erken doğum tehlikesi ortaya çıkar. Enfeksiyon, bebeğe geçebilir ve göz veya akciğerde iltahaplanmaya sebep olabilir. Chlamydia hamilelik sırasında güvenli bir şekilde tedavi edilebilir.
Chlamydia aynı zamanda kronik (uzun süreli) karın ağrılarına da sebep olabilir.
Erkeklerde
Erkeklerde, chlamydianın neden olduğu komplikasyonlar pek görülmez. Ancak, kısırlığa sebep olabilen, yumurtaların ağrılı bir şekilde iltihaplanmasına yol açabilir.

Erkeklerde ve kadınlarda
Reiters sendromu, chlamydia sonucunda oluşur. Gözde, eklemlerde iltahaplanmaya sebep olur, bazan da, ayak tabanında ve mahrem yerlerde kaşıntıya sebep olur.
Apandisit (appendiksin iltahaplanması) de chlamydia sonucunda oluşabilir.
Unutmayın, tedaviden sonra, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanırsanız, cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma tehlikenizi azaltmış olursunuz.
Frengi
Frengi, BK çok rastlanan bir enfeksyon değildir ama bazı başka ülkelerde yaygındır. Bakterilerin sebep olduğu bir enfeksyondur. Genelde, cinsel ilişki oluyla bulaşır, ancak anneden doğmamış çocuğa hamilelik youlyla geçebilir.

Göstergeler ve belirtiler
Frenginin belirtileri kadınlarda ve erkeklerde aynıdır. Bu belirtileri tanımlamak kolay değildir ve enfekte olmuş birisiyle cinsel ilişkide bulunduktan 3 ay kadar sonrasında ortaya çıkabilirler. Frenginin farklı aşamaları vardır. İlk ve ikinci aşamaları çok bulaşıcıdır.

İlk aşama
Frengi bakterisinin vücuda bulaştığı yerde, acı vermeyen, bir veya daha fazla yara çıkar. Bu ortalama olarak 21 gün sonra olur. Bu yaraların farkına varmayabilirsiniz.

Bu yaralar vücudun herhangi bir yerinde çıkabilir, ancak en çok:

vulvada (vajınanın dudaklarında), klitorusda ve idrar yolları ağzında (su dökme yolunda)
kadınlarda rahim ağzında, erkeklerde penisin ön derisinde, her iki cinste ise anüsün ve ağzın etrafında
Yara (veya yaralar) çok bulaşıcıdır ve iyileşme süreleri 2 ila 6 hafta arasındadır.
İkinci aşama
Eğer, frengi enfeksyonu tedavi edilmezse, ikinci aşama genelde, ilk yaraların ortaya çıkmasından 3 ila 6 hafta sonrasında olur. Belirtiler aşağıda belirtilmiştir:

bütün vücudu kaplayan, kaşıntısız bir kızarıklık veya kızarık bölgeler
kadınlarda vulvanın üstünde düz, siğile benzer uzantılar, bu iki cinste de anüsün etrafında çıkar
gripe benzer bir hastalık, yorgunluk ve iştahsızlık, aynı zamanda bezlerin şişmesi (bu haftalar veya aylar boyunca sürebilir)
dilin üstünde veya damakta beyaz lekeler
parça, parça saç dökülmesi
Bu belirtiler süresince frengi en bulaşıcı zamanını yaşar, ve cinsel ilişki yoluyla partnerinize geçebilir.
Her iki aşama süresince tedavi olmak frengiyi iyileştirebilir.
Son aşama
Son aşama, frengi tedavi edilmezse ortaya çıkar. Hastalığın belirtileri sizde ortaya çıkmayabilir veya enfeksyon belirtisi göstermeyebilirsiniz, ancak enfeksyon kan testi ile ortaya çıkar. Eğer, tedavi edilmezse, son aşama semptomatik frengi oluşabilir. Bu genelde 10 yıldan daha fazla zaman sonra oluşur. Bu frenginin kalbi etkileyebileceği bir zamandır ve belki sinir sisteminize de bulaşabilir.

Eğer, frengi tedavisi bu son aşamada olursa, frengi iyileşebilir. Ancak, eğer, tedaviden önce kalp ve sinir sisteminiz zarar görmüşse, bunun geri dönüşü olmayabilir.

Frengi nasıl bulaşır
Frengi aşağıda belirtilen yollardan bulaşabilir:

enfekte olmuş birisiyle cinsel ilişkide bulunarak
anneden doğmamış bebeğe
Yardım için nereye başvurabilirsiniz
Yakınınızdaki USS cinsel sağlık kliniği
BK’da, yakınınızdaki USS cinsel sağlık kliniğini, telefon rehberinden, (genito-urinary medicine (GUM)), (tenasül-idrar tıbbı (TİT), (sexually transmitted diseases (STD)), cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) veya (veneral diseases (VD)), zührevi hastalıklar (ZH) altında bulabilirsiniz. Veya yakınınızdaki hastaneyi arayıp, ”özel” veya TİT kliniğinizin nerede olduğunu sorun. Bizim yardım ve danışma sayfamız, size en yakın hastanenin nerede olduğunu gösteren bir websayfasına bağlıdır.

Size ücretsiz, güvenilir bilgi ve tedavi sağlanacaktır. Mutlaka yakınınızdaki kliniğe gitmeniz gerekli değildir, ülkenin herhangi bir yerindeki bir kliniğe gidebilirsiniz ve buraya aile doktorunuz tarafından sevk edilmenize de gerek yoktur. (USS olmayan cinsel sağlık klinikleri, herzaman USS’nin sağladığı imkanları sağlayamayabilir).

Aile doktorunuz.
BK iseniz, www.playingsafely.co.uk sayfasına gidip, CYBH kliniklerinin detaylarını bulabilirsiniz.
Eğer, ABD iseniz, http://herpes-coldsores.com/support/srd clinic us.htm gidin, burada aynı zamanda Avusturalya, Yeni Zellanda, Porto Riko ve Hindistandaki CYBH kliniklerinin de detaylarını bulabilirisniz.
Frengiyi tespit etmek için testler
Kliniğe gittiğiniz zaman genelde aşağıdaki testler uygulanır:

Kan örneği alınır.
Eğer yaranız varsa, bu yaradan su alınır ve bu sıvıya mikroskop altında bakılır.
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı ve bütün vücudunuzu muayene eder.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yaralardan bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
İdrar örneği alınır.
Bu tesler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.

Frenginin size bulaştığını düşündüğünüz andan itibaren test yaptırabilirsiniz.
Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, enfeksyonu tesbit etmek için, mikroskop altında incelenir. Alınan örnek, analiz için labrotuara gönderilir. Bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur.

Eğer, frengiye yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görürsünüz. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular da sorabilir.

Eğer, frenginin ilk aşamasında olduğunuzdan şüpheleniliyorsa, oral, vajinal veya anal ilişkide bulunmamalısınız. Tedavi bitene kadar, eşinizle, sizde mevcut herhangi bir yara veya kızarıklıkla teması gerektirecek herhangi bir cinsel münasebette bulunmamalısınız. Frengi tedavisi genelde, iki hafta boyunca yapılacak bir penisilin iğnesidir veya bazı durumlarda, antibiyotik hapları veya kapsülleri kullanılabilir.

Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir. Eğertedavi yarım bırakılırsa, en baştan başlamak gerekebilir.

Tedaviniz bittikten sonra, kan testi olmak için, kliniğe düzenli aralıklarla gitmeniz gereklidir.

Frengi ve hamilelik
BK’da, doğum öncesi kliniklerine giden her hamile kadına frengi testi uygulanır. Eğer, frengiye rastlanırsa, doğmamış çocuğa zarar vermeden, güvenli bir şekilde tedavi sağlanabilir.Eğer, hamile bir kadında tedavi edilmemiş frengi varsa, bu rahimdeki doğmamış çocuğa geçebilir. Bazı durumlarda bu, düşüğe veya ölü doğuma sebep olabilir.

Frengi başarılı bir şekilde tedavi edilirse, tekrar başka birinden size bulaşmadığı sürece tekrar bir daha frengi olmazsınız. Ancak, kan testleriniz her zaman pozitif çıkar (örneğin, iltica ile ilgili sebeplerde kan testi yapılırsa). Kliniğinizden tedavinizin başarılı bir şekilde bittiğini belirten bir belge almayı unutmayın.

sırt ağrısı nedir

Giriş
Omurga Lumbago olarak da nitelendirilen alt sırt ağrısı her 5 kişiden 1’ini hayatlarının bir döneminde etkiler. Çoğu durumda ağrı birkaç günden birkaç haftaya kadar sürebilir ancak bazı durumlarda daha uzun sürebilir ve nüksedebilir. Sırt ağrısı birden bire ortaya çıkıp şiddetli (akut) olabilir veya zamanla gelişip daha uzun süreli sorunlara (kronik) neden olabilir.

Sırt, kenarları şoku emen diskler (intervertebral diskler) ile çevrili 24 kemik (omurga), omurga ve diskleri bir arada tutan bağlar, kasları omurgaya bağlayan tendonlar, omurilik ve sinirler ile kaslardan meydana gelen karmaşık bir yapıdır.

Sırtın alt tarafı, bel bölgesi L1 den L5’e kadar adlandırılan 5 omurdan oluşur. Bu bölge vücudun üst tarafının (artı taşınan herhangi bir ağırlık) tüm ağırlığını taşır ve ayrıca özellikle eğilme, bükülme ve yükselme anında daimi bir stres altında olur.

Alt sırtın karmaşık yapısı sırtın herhangi bir yapısına gelebilecek oldukça küçük miktarda herhangi bir zararın bile epey ağrı ve rahatsızlığa sebep olabileceği anlamına gelir. Alt sırtta ağrı olması bağ, tendon, disk veya kaslara baskı olduğunun belirtisidir.

Çoğu durumda sırt kendini iyileştirir ancak şiddetli ve sürekli durumlarda doğru teşhis konulabilmesi ve uygun tedavinin sağlanması açısından tıbbi yardım almak gereklidir.

Nedenler
Çoğu alt sırt ağrısı, ciddi yaralanma veya hastalıktan değil de burkulma, kas zorlaması, küçük yaralanmalar, sinir sıkışması veya tahriş olması gibi nedenler sebebiyle oluştuğundan ‘genel’ şeklinde ifade edilir. Hamilelik döneminde veya stres, virüs enfeksiyonu, böbrek enfeksiyonu veya uyku bozukluğu nedeniyle de oluşabilir.

Sırt ağrısına uygunsuz eğilme, eşya kaldırma, bükülme, öksürme, aksırma, kas gerilmesi, aşırı gerilme veya ara vermeden uzun süre araç kullanma gibi gündelik faaliyetler de neden olabilir. Evde, işte veya araç kullanırken yaşanan kazalar da (sarsıntı da dahil) temel nedenlerdir.

Ciddi sırt ağrısının en bilinen şekli, bir veya daha fazla omurga diskinin yırtılması veya şişmesiyle birlikte içteki jölemsi dokunun (nucleus pulposus) diskin yanından geçen sinir köklerine veya omuriliğe baskı yapması sonucu meydana gelir. Bu durum genelde ‘disk kayması’ olarak bilinir ancak ‘ileri kaymış’ (şişmiş) disk veya ‘fıtıklı’ (yırtık) disk denmesi daha doğrudur; çünkü disk göbeği kaymaktan çok sızıntı yapar ve bu da sırt ağrısının yanı sıra siyatik sinirlerin tahrişi nedeniyle kalça, uyluk ve bacakta da ağrılara sebebiyet verir. Diskler genellikle yaşla birlikte veya bir yaralanmanın ardından kurur ve dejenere olur. Bu da disklerin daha az esnek olmasına ve omurgayı eskisi gibi koruyamamasına neden olur; bu nedenle yaşlı insanlarda ve özellikle de sabahları ortaya çıkan ağrı ve sertliğin en bilinen nedenidir (kemik erimesi ile birlikte).

Sürekli alt sırt ağrısı doğuştan gelen belkemiği kusurları, kemik hastalıkları, tümör, pelvik iltihap hastalıkları, doğuştan gelen kusurlar ve prostat gibi diğer birtakım ender rastlanan durumlar nedeniyle de oluşabilir.

Teşhis
Teşhis, semptomlar ve fiziksel muayene ile yapılır. Şüphelenilen disk sorunlarına yönelik olarak daha doğru bilgiler sağlamak amacıyla röntgen ışınları, bilgisayarlı tomografi taraması (CT veya CAT taraması) veya magnetik rezonans görüntüleme taraması (MRI) önerilebilir.

Tedavi
Alt sırta yönelik olarak önerilen tedaviler arasında:


reçetesiz satılan ağrı kesicileri kullanmak;
iltihap önleyici ilaçları ve güçlü ağrı kesicileri kullanmak (öncelikle doktorunuza veya eczacınıza danışın);
her zamanki faaliyetlerinize olabildiğince devam etmek;
deneyimli bir osteopat, kiropraktör, fizyoterapist veya akupunktur uzmanı tarafından uygulanan tedavi de işe yarayabilir ancak incelemeler hareketli kalmaya yönelik verilen tavsiyelerin hafif ağrılar için alınan fizyoterapi kursu kadar yararlı olabileceğini ortaya koymuştur;
işinize devam etmek veya işinize mümkün olduğunca çabuk geri dönmek;
iki günü geçmeyecek yatak istirahatı, fazlası ters tepki yapabilir;
kasları güçlendirmek ve vücut duruşunu iyileştirmek amacıyla egzersiz yapmak;
ilk iltihabı azaltmak amacıyla soğuk (havluya sarılı bir torba donmuş bezelye) uygulama yapmak;
birkaç günden sonra kas ağrısını hafifletmek için sıcak uygulama (ısıtıcı yastık veya sıcak duş);
ultrason iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Birkaç ciddi vakada yırtılmış veya dışarı çıkmış diskin onarılmasını kapsayan mikrodisektomi gibi cerrahi müdahaleler önerilebilir.
Hastalığın Önlenmesi
Sırt ağrısından kaçınmak için sırtınızdaki yoğun baskı ve zorlamaları en aza indirmeli ve sırtınızın sağlam ve esnek olmasını temin etmelisiniz. Ayrıca belli dönemlerde sürekli nükseden sırt ağrılı hastalar için aşağıdaki öneriler de geçerlidir:

aşırı kilolardan kurtulmak,
sırtı ve mide kaslarını geliştirmek amacıyla güçlendirici egzersizler yapmak,
iyi bir vücut duruşu benimsemek,
uygun bir yatak ve döşek temin etmek,
ağır taşırken doğru tutma ve kaldırma,
aniden güç harcamadan veya kas zorlamasından kaçınma,
stres, anksiyete ve tansiyonu azaltmak veya azaltmaya çalışmak ve
düzenli egzersiz yapmak (sırt ağrısı sorunu yaşayan kimseler için yürüyüş, yüzme ve gerilme iyi gelebilir).

İlgili Bağlantılar

A helping hand for neck pain and whiplash (Boyun ağrısı ve boyun zedelenmesi için bir yardım eli) (British Chiropractic Association)
Back and neck pain (Sırt ve boyun ağrısı) (British Brain and Spine Foundation - pdf dosyası 280k)
Back pain (Sırt ağrısı) (Arthritis Research Campaign)
Care for your back (Sırtınıza dikkat edin) (BackCare)
Chiropractic: frequently asked questions (Şiropraktik: sıkça sorulan sorular) (British Chiropractic Association)
The back pain guide: how to look after your back (Sırt ağrısı rehberi: sırtınıza nasıl dikkat edeceksiniz) (BBC Online)

HIV ve Aids hıv nedir

HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. HIV, vücudun bağışıklık sistemini bozduğu için, kişiyi bazı enfeksyonlara karşı zayıflatır. Vücudunuzda, HIV virüsü olması, AIDS olduğunuz anlamına gelmez. HIV virüsünün vücudu, hasta duruma getirecek kadar, bağışıklık sistemini zayıflatması birçok yıl alabilir. Bu zaman süresince HIV’li bir kişi hasta olmayabilir, ve AIDS’e dönüşmeden yıllarca sağlıklı olarak yaşayabilir.

AIDS nedir?
AIDS, Acquired Immune Deficiency Syndrome (Kazanılan Bağışıklık Sistemi Bozukluğu Sendromu)’nun kısaltılmışıdır. AIDS, HIV’li kişilerin yakalanabileceği, bir dizi ender görülen enfeksyonlar ve kanserlerin birleşimidir. Eğer, HIV’li bir kişi bu belli hastalıklardan birine yakalanırsa, o zaman AIDS olmuş olur. Bu hastalığa sebep olan organizmaların birçoğu çok yaygındır ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi olan birisi için zararsızdır. Ancak, bağışıklık sistemi kötü bir şekilde zarar görmüş olan birisinde çok ciddi hastalıklara ve ölümlere sebep olabilirler.


HIV nasıl kapılabilir?
HIV ’nin birisinden başka birisine bulaşabileceği dört ana yol vardır, bunlar;

HIV’li birisiyle, prezervatif kullanmadan, vajinal veya anal cinsel ilişkide bulunarak
Enfekte olmuş kanın bulaştığı, uyuşturucu şırıngası kullanılarak
HIV’li hamile bir kadından, doğum sırasında veya anne sütü emme yoluyla, çocuğuna
Enfekte olmuş birisinin kanını, kan nakli yoluyla alarak.
HIV günlük sosyal ilişkilerle geçmez, örneğin;

Nezaket öpüşmesi, dokunma, sarılma, el sıkmakla
Aynı yüzme havuzunda yüzmek, aynı tuvaleti, tabağı, çatal, bıçağı kullanmak, veya HIV’li birisinin hazırladığı yemeği yemekle
Öksürük, hapşuruk, göz yaşı, böcek ısırması veya hayvan ısırmasıyla.
Cinsel ilişkiyle geçer mi?
Prezervatif kullanmadan, HIV’li birisiyle vajinal veya anal ilişkiye girerseniz, hem HIV, hem de daha başka cinsel ilişki yoluyla geçen hastalık kapabilirsiniz. Eğer, cinsel ilişkiye girecekseniz, prezervatif, HIV’ye karşı etkili bir engel oluşturur. Prezervatifler, aynı zamanda, hem başka cinsel hastalıklardan hem de istenmeyen hamileliklerden korurlar.

Uyuşturucu kullanmakla bulaşır mı?
Eğer, uyuşturucu kullanıyorsanız ve iğnenizi ve/veya şırınganızı başkalarıyla paylaşıyorsanız, hem HIV, hem de, Hepatit C gibi, daha başka kan youlyla bulaşan virüsler kapabilirsiniz. Eğer, uyuşturucu kullanıyorsanız, her enjekte ettiğiniz zaman için farklı iğne ve şırınga kullanın.

Bebekyapmak istersek ne olur?
Eğer, hamile iseniz ve HIV’li iseniz, doğum öncesi, doğum esnasında ve doğumdan sonra gerekli bakımlar yapılarak, HIV’nin bebeğinize geçme tehlikesi yüzde 20’den, yüzde 1’e indirilebilir. HIV geçmesi tehlikesini azaltmak için;

Hamileliğiniz sırasında, anti-HIV ilaçları kullanabilirsiniz
Doğumu sezeryanla yapabilirsiniz
HIV’nin anne sütünden geçme tehlikesi yüzde 10 kadar olduğu için, bebeğinizi biberonla besleyebilirsiniz.
Kanalıp verirken ne olur?
BK kan bağışlamak tehlikeli değildir. Bütün aletler, sterildir ve sadece bir defa kullanılır. Bütün kanla ilgili ürünler, organlar ve hücreler, HIV virüsüne karşı test edilir. Kan ürünleri aynı zamanda, HIV’yi yok etmek için, ısı işleminden geçirilirler. Sonuç olarak, BK’da kan nakli yoluyla HIV kapma tehlikesi dikkate alınmayacak kadar azdır.

HIV testi nedir?
HIV genelde, kan testi ile tanımlanır, bu da HIV antibody veya HIV testi olarak adlandırılır. Bu test, bağışıklık sisteminin ürettiği antibodilerde HIV olup olmadığına bakar. Bağışıklık sisteminin, HIV tanımlayacak kadar antibodi üretmesi ve bunun testte ortaya çıkması, üç ay kadar bir süre alır. Bu zaman süresi, pencere süresi veya serodönüşüm süresi olarak adlandırılır.

Eğer, antibodi bulunursa, test sonucu, pozitif olarak değerlendirilir. Bu da, o kişi HIV-pozitif demektir. Eğer, antibodi bulunmazsa, test sonucu negatif olarak değerlendirilir. Bu da, test üç aylık pencere sürenin sonunda yapıldığı sürece, o kişi HIV-negatif demektir. Eğer, bir HIV testi olmaya karar verirseniz, size neler olacağını ve gidilecek en iyi yerin neresi olduğunu belirtecek, Cinsel Sağlık Bilgi Hattını (Sexual Health Information Line), 0800 567 123 numaralı hattan arayabilirisiniz.

HIV tedavi edilebilir mi?
Anti-HIV tedavisi, HIV’yle savaşan ilaçlar tedavisidir. Bu ilaçlar, virüsün insan vücudundaki hücrelerde çoğalmasını etkiler, ancak virüsü tamamen yok edemez.

Anti-HIV ilaçları genelde, üçlü veya daha fazla bir kombinasyon şeklinde yazılır. Buna kombinasyon tedavisi veya Çok Aktif Antivirüsdönüşüm Terapisi (Highly Active Antşretroviral Therapy (HAART)) denir. 1996 yılında bulunmasından sonra HAART, HIV’nin kontrol edilmesinde ve AIDS’in oluşmasında, herkes için olmasa da, birçok kişi için çok etkili olmuştur.

Tedavi, birçok kişiye yardımcı olmuştur, ancak, bazan çok ciddi olabilen, yan etkileri vardır. Bu da, tedaviyi zorlaştırabilir, ve kişilerin uyması gereken karışık tedavi rejimlerine yönlendirebilirr. İlaçları almadaki bu zorluklar, tedavilerin bazan başarılı olmadığı anlamına gelir. Aynı zamanda, tedavi ne kadar uzun sürerse, başarı ihtimali de o kadar azalır.

HIV alınan ilaçlara karşı dayanıklı hale gelirse, tedaviler başarısız olur. Bir ilaç kombinasyonu tedavide başarılı olmazsa, başka bir kombinasyon denenebilir, ancak, tedaviler ne kadar başarısız olursa, başarılı olacak bir kombinasyon bulmak da o kadar zorlaşır.

HIV enfeksyonlarını engelleyen ilaçlar var mı?
HIV enfeksyonunu engellemek için bir aşı veya AIDS hastalığının bir tedavisi henüz yoktur. Aşılarla ilgili deneyler yapılmaktadır, ancak, etkili bir aşının yakın zamanda bulunması konusunda bir belirti yoktur.